Günümüz insanlarında garip garip huylar türedi ve gün geçtikçe o garipliklere alışmak zorunda bırakılıyorsunuz… Gerçi siz istemeseniz bile devir bunu gerektiriyor.
Işte o en can sıkan garip huylardan biri de; vermeden, alma çabaları… Her şey o kadar basit ki artık en sıradan olaylarda bile hemen ” ben neden veriyormuşum” diyoruz.
“Hoop, bilader neyi veriyoruz?” demeyin. Hiç birseyi vermiyorsunuz sorun da bu ya zaten. Vermeden almaya didiniyorsunuz.
Sevmeden sevilmeye, saymadan sayılmaya, çalışmadan kazanmaya, affetmeden affedilmeye….Bu liste uzar da uzar. Biz en iyisi “vermeden almaya” diyelim.
O kadar “ben merkezci” oldunuz ki; çıkarınıza uymayan insanları görmezden geliyor, işinize yaramayan meselelere ilgi bile duymuyorsunuz. Egonuz öyle boyunuzu aşmış ki, aslında yerlerde sürünen karakterinizi göremiyorsunuz bile…
Çıkar üzerine kurulan evlilikler, arkadaşlıklar yalandan selamlar ve iki gün sonra unutmalar… Nasıl kaldırıyor bunca hesabı kitabı bünyeniz anlamak gerçekten çok zor.
Nasıl yeniden iyi insanlar olmayı öğreneceğiz biz? Nasıl çıkarsız davranacak, yürekten seveceğiz… Bu kadar kirlenmiş kalp arasında nasıl kendi kalbimizi temiz tutacağız?